Stick around
Stick around
Phrasal Verb 
1. To stay in a place, often because you’re waiting for something. 2. To stay in the same job or with the same partner.
1. Stick around
1. Buralarda ol!
2. Bir yere kaybolma!
3. Bir yere ayrılma!
4. Yakınlarda ol!
5. Yakınlarda bekle!
6. Civarda takılmak
Örnekler
He decided to stick around after the meeting to talk to the manager.
Toplantıdan sonra müdürle konuşmak için buralarda kalmaya karar verdi.
She told me to stick around until she got back from the store.
O dükkandan dönene kadar buralarda kalmamı söyledi.
I’ll stick around for a bit in case you need help later.
Daha sonra yardıma ihtiyacın olursa diye bir süre buralarda olacağım.
2. Stick around
1. Birlikte kalmak
2. Kalmaya devam etmek
3. Kalmak
Örnekler
She stuck around with her boyfriend, despite their ups and downs.
Aralarındaki iniş çıkışlara rağmen erkek arkadaşıyla birlikte kaldı.
He decided to stick around at the company, even though he had other offers.
Başka teklifler olmasına rağmen şirkette kalmaya karar verdi.