Jump in
Jump in
1. Birinin konuşmasını kesmek veya aniden bir konuşmaya katılmak
2. Lafını kesmek
3. Sözünü kesmek
🇺🇸 During the meeting, he jumped in to add some important points that we had missed.
🇹🇷 Toplantı sırasında, atladığımız bazı önemli noktaları eklemek için söze girdi.
🇺🇸 I wish you’d stop jumping in and finishing my sentences for me all the time.
🇹🇷 Keşke sürekli araya girip benim yerime cümlelerimi tamamlamayı bıraksan.