Jump in

Jump in

Bilgi
Yazı Boyutu
Ses Favori
Phrasal Verb Kapat
1. To interrupt or suddenly start talking during someone else’s conversation.

2. To start something quickly to take advantage of an opportunity.
1. Jump in
1. Araya girmek
2. Lafını kesmek
3. Sözünü kesmek
Örnekler
He jumped in before I could finish my sentence.
Ben cümlemi tamamlayamadan lafımı kesti.
Please don’t jump in while others are speaking; wait for your turn.
Lütfen başkaları konuşurken araya girmeyin; sıranızı bekleyin.
I wish you’d stop jumping in and finishing my sentences for me all the time.
Keşke sürekli araya girip benim yerime cümlelerimi tamamlamayı bıraksan.
Göster/Gizle Devamını göster
2. Jump in
1. Atlamak
2. Zıplamak
3. Dalmak
4. Kabul etmek
5. Harekete geçmek
Örnekler
When the job offer came, she jumped in without hesitation.
İş teklifi geldiğinde hiç tereddüt etmeden kabul etti.
As soon as the deal was available, they jumped in to secure it.
Anlaşma sağlanır sağlanmaz, bunu güvence altına almak için harekete geçtiler.
Göster/Gizle Devamını göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu