Hear from

1. Birinden haber almak
2. Haberleşmek
3. Haberdar olmak

🇺🇸 “I look forward to hearing from you soon,” he concluded in his email.
🇹🇷 “Yakında sizden haber almayı dört gözle bekliyorum,” diye e-postasını sonlandırdı.
🇺🇸 Do you ever hear from Mary since she moved abroad?
🇹🇷 Mary yurtdışına taşındığından beri ondan haber alıyor musun?

1. Radyo veya televizyon üzerinden birinin görüşünü dinlemek
2. Dinlemek

🇺🇸 In tonight’s show, we’ll hear from experts on climate change.
🇹🇷 Bu akşamki programda, iklim değişikliğini uzmanlardan dinleyeceğiz.
🇺🇸 The debate was a chance to hear from both sides of the political spectrum.
🇹🇷 Tartışma, siyasi yelpazenin her iki tarafını da dinlemek için bir şanstı.