Hang out
Hang out
Phrasal Verb
1. When part of something is sticking out from where it usually belongs, making it noticeable. 2. To put clothes outside to dry. 3. To relax and spend time with someone or somewhere, enjoying yourself. 4. To relax and enjoy spending time with someone. 5. To relax and be yourself without caring about others’ opinions.
1. Hang out
1. Sarkmak
2. Çıkmak
3. Dışarı sarkmak
4. Pırtmak
Örnekler
His shirt was hanging out from under his jacket.
Gömleği ceketinin altından dışarı sarkıyordu.
A piece of wire was hanging out from the broken fence.
Kırık çitten bir tel parçası sarkıyordu.
Devamını göster
2. Hang out ⇄ sth
1. Çamaşır asmak
Örnekler
She hung out the laundry in the backyard.
Çamaşırları arka bahçeye asmış.
After washing the clothes, he hung them out to dry in the sun.
Çamaşırları yıkadıktan sonra güneşte kurumaları için astı.
Devamını göster
3. Hang out
1. Sürtmek
2. Takılmak
3. Vakit geçirmek
Örnekler
We usually hang out at the café after school.
Genelde okuldan sonra kafede takılırız.
We spent the whole afternoon hanging out by the beach.
Bütün öğleden sonrayı sahilde takılarak geçirdik.
Devamını göster
4. Hang out together
1. Birlikte takılmak
2. Birlikte vakit geçirmek
Örnekler
They hang out together almost every weekend.
Neredeyse her hafta sonu birlikte takılıyorlar.
We love to hang out together after work.
İşten sonra birlikte takılmayı seviyoruz.
Devamını göster
5. Hang out with
1. Biriyle takılmak
2. Birileriyle vakit geçirmek
Örnekler
I love to hang out with John on the weekends.
Hafta sonları John’la takılmayı seviyorum.
She often hangs out with her coworkers after work.
İşten sonra sık sık iş arkadaşlarıyla vakit geçiriyor.
Devamını göster
6. Let it all hang out
1. Oluruna bırakmak
2. Koyverip gitmek
3. Canının istediğini yapmak
4. Kimseyi takmamak
5. Kendini rahat bırakmak
Örnekler
At the party, everyone was letting it all hang out and having a great time.
Partide herkes kendini rahat bırakıyor ve harika vakit geçiriyordu.
She decided to let it all hang out during her vacation and enjoy every moment.
Tatili sırasında her şeyi oluruna bırakmaya ve her anın tadını çıkarmaya karar verdi.
Devamını göster