Get down

Get someone down
tr Birini mutsuz ve yorgun hissettirmek
tr Bunalmak
tr Daralmak

🇺🇸 Working long hours without a break was really starting to get her down.
🇹🇷 Aralıksız uzun saatler çalışmak onu gerçekten mutsuz ve yorgun hissettirmeye başlamıştı.
🇺🇸 His lack of social life was beginning to get him down, so he joined a few clubs.
🇹🇷 Sosyal hayatının olmaması onu üzmeye başlamıştı, bu yüzden birkaç kulübe katıldı.

Get down ↔️ something
tr Birisinin söylediği bir şeyi yazmak

🇺🇸 During the lecture, I tried to get down as much as I could of what the professor was saying.
🇹🇷 Ders sırasında, profesörün söylediklerinden mümkün olduğunca fazlasını yazmaya çalıştım.
🇺🇸 It’s important to get things down on paper when planning a project.
🇹🇷 Bir projeyi planlarken her şeyi kağıda dökmek önemlidir.

Get something down (something)
tr Bir şeyi yemek veya içmek, veya bir başkasını bir şey yemesi veya içmesi için ikna etmek
tr Midene indirmek

🇺🇸 I knew I’d feel better once I’d got some food down.
🇹🇷 Biraz yemek yedikten sonra daha iyi hissedeceğimi biliyordum.
🇺🇸 “Get that tea down you; it’ll warm you up,” she said on a cold day.
🇹🇷 Soğuk bir günde “Şu çayı için, içinizi ısıtır” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu