Flush out
Flush out ↔️ someone
1. Bir kişiyi saklandığı yerden zorla çıkarmak
2. Dışarı çıkarmak
3. Gizlendiği yerden çıkarmak
🇺🇸 Police used search dogs to flush out the criminal from his hiding place.
🇹🇷 Polis, suçluyu saklandığı yerden çıkarmak için arama köpeklerini kullandı.
🇺🇸 The operation aimed to flush out insurgents from the forest.
🇹🇷 Operasyon isyancıları ormandan temizlemeyi amaçlıyordu.
Flush out ↔️ something
1. Su ile temizlemek
🇺🇸 The plumber flushed out the clogged pipes to restore water flow.
🇹🇷 Tesisatçı, su akışını yeniden sağlamak için tıkalı boruları temizledi.
🇺🇸 Drinking water helps flush out toxins from the body.
🇹🇷 Su içmek toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.