Fill up

Fill up ↔️ (with) something

1. Doldurmak
2. Fullemek

🇺🇸 Shall I fill the car up?
🇹🇷 Arabayı fulleyeyim mi?
🇺🇸 Don’t fill the bottle up so full next time.
🇹🇷 Bir dahaki sefere şişeyi bu kadar doldurma.

Fill (yourself) up with

1. Çok fazla yemek yemek
2. Tıka basa yemek

🇺🇸 I always fill up on bread before the main course arrives.
🇹🇷 Ana yemek gelmeden önce hep ekmekle karnımı tıka basa doyururum.
🇺🇸 Don’t fill yourself up with snacks before dinner.
🇹🇷 Akşam yemeğinden önce atıştırmalıklarla kendini tıka basa doyurma.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu