Fall behind
Fall behind (somebody/something)
1. Geride kalmak
2. Gerisinde kalmak
3. Geriye düşmek
🇺🇸 Some runners hurt her ankle and had fallen behind the others.
🇹🇷 Bazı koşucular ayak bileğini incitmiş ve diğerlerinin gerisinde kalmıştı.
🇺🇸 The young child fell behind during the hike because he was tired.
🇹🇷 Genç çocuk, yürüyüş sırasında yorulduğu için arkada kaldı.
4. Diğer insanlar, şirketler, ülkeler vb. ile kıyaslandığında daha az başarılı olmak
5. Gerisinde kalmak
6. Başarısız olmak
🇺🇸 If we don’t innovate, our company will fall behind the competition.
🇹🇷 Yenilik yapmazsak, şirketimiz rekabetin gerisinde kalacak.
🇺🇸 She was worried that her son was falling behind in school.
🇹🇷 Oğlunun okulda geride kaldığını düşünüyordu.