Dig in

Dig in ↔️ something
tr Bir şeyi (örneğin gübre, tohum) toprağa karıştırmak veya gömmek için kazmak
tr Gömmek

🇺🇸 Before planting, dig some compost into the garden bed to enrich the soil.
🇹🇷 Ekim yapmadan önce, toprağı zenginleştirmek için bahçe yatağına kompost karıştırın.
🇺🇸 Gardeners often dig in organic matter to improve soil quality.
🇹🇷 Bahçıvanlar genellikle toprak kalitesini artırmak için organik maddeyi toprağa gömerler.

Dig (something) in into something
tr Sert veya sivri bir cisimi, özellikle birisinin vücuduna, bastırmak veya sokmak
tr Sokmak
tr Batırmak

🇺🇸 In frustration, she dug her fingernails into her palms.
🇹🇷 Sinirden avuç içlerine tırnaklarını bastırdı.
🇺🇸 Jane dug her fingernails into John arm.
🇹🇷 Jane tırnaklarını John’un koluna geçirdi.

Dig (yourself) in
tr Bir grup insanın, özellikle askerlerin, kendilerine korunaklı bir yer yapmak veya zor bir duruma hazırlanmak için pozisyon alması
tr Savunma pozisyonu almak

🇺🇸 The soldiers dug in, anticipating the enemy’s advance.
🇹🇷 Askerler, düşmanın ilerlemesini bekleyerek savunma pozisyonu aldılar.
🇺🇸 We need to dig in and prepare for a long legal battle.
🇹🇷 Uzun bir hukuk mücadelesi için hazırlanmalı ve pozisyon almalıyız.

Dig in!
tr Önünüzdeki yemeğe başlamak
tr Yumul!
tr Göm!
tr Çök!
tr Götür!

🇺🇸 The food’s ready, everyone – dig in!
🇹🇷 Yemek hazır herkes – yumulun!
🇺🇸 Go on – dig in!
🇹🇷 Haydi, gömül!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu