Count on
Count on someone
1. Birisine bel bağlamak
2. Birisine güvenmek
🇺🇸 In any emergency, you can count on me for help.
🇹🇷 Herhangi bir acil durumda yardım için bana güvenebilirsiniz.
🇺🇸 I can count on John in a crisis.
🇹🇷 Bir kriz anında John’a güvenebilirim.
Count on something
1. Bir şeye güvenmek
2. Bel bağlamak
🇺🇸 That’s the one thing you can count on!
🇹🇷 Güvenebileceğiniz tek şey bu!
🇺🇸 Don’t count on your luck.
🇹🇷 Şansına bel bağlama.
Count on somene/something
1. Hesaba katmak
🇺🇸 We counted on good weather for our outdoor event, but it rained.
🇹🇷 Açık hava etkinliğimiz için iyi hava bekliyorduk, ama yağmur yağdı.
🇺🇸 I hadn’t counted on such a large audience for my presentation.
🇹🇷 Sunumum için bu kadar büyük bir kitleyi hesaba katmamıştım.