Cool down
Cool down ↔️ something
1. Soğutmak
2. Soğumak
🇺🇸 After the workout, it’s important to let your body cool down.
🇹🇷 Antrenmandan sonra vücudunuzun soğuması önemlidir.
🇺🇸 We put the cake outside to cool it down before serving.
🇹🇷 Servis yapmadan önce keki dışarıya koyarak soğuttuk
Cool down ↔️ someone
1. Sakinleşmek
2. Yatıştırmak
3. Öfkesi dinmek
🇺🇸 He needed some time to cool down after the argument.
🇹🇷 Tartışmadan sonra sakinleşmek için biraz zamana ihtiyacı vardı.
🇺🇸 I’ll talk to her once she’s cooled down a bit.
🇹🇷 Biraz sakinleştikten sonra onunla konuşacağım.