Come about

Come about

1. Meydana gelmek
2. Vuku bulmak

🇺🇸 We were curious about how such a decision came about.
🇹🇷 Böyle bir kararın nasıl alındığı konusunda meraklıydık.
🇺🇸 The reunion came about after years of lost contact.
🇹🇷 Yeniden bir araya gelme, yıllar süren irtibat kopukluğundan sonra gerçekleşti.


3. Bir geminin yönünü değiştirmesi

🇺🇸 The captain ordered the ship to come about to avoid the storm.
🇹🇷 Kaptan, fırtınadan kaçınmak için geminin yön değiştirmesini emretti.
🇺🇸 We watched as the sailboat skillfully came about.
🇹🇷 Yelkenlinin ustalıkla yön değiştirmesini izledik.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu