Catch up with
“Catch up with” Fiilinin Anlamıus | |
---|---|
Kelime | Anlamı |
Catch up with sb 1 | 1. yakasına yapışmak 2. bulmak 3. yakalamak |
🇺🇸 His unhealthy habits eventually caught up with him, leading to serious health issues. 🇹🇷 Sağlıksız alışkanlıkları en sonunda yakasına yapıştı ve ciddi sağlık sorunlarına yol açtı. 🇺🇸 The mistakes she made in the past finally caught up with her at work. 🇹🇷 Geçmişte yaptığı hatalar sonunda onu iş yerinde yakaladı. | |
Catch up with sb 2 | 1. hesap vermek 2. yakalamak |
🇺🇸 The police eventually caught up with the fugitive after months on the run. 🇹🇷 Aylarca kaçtıktan sonra polis sonunda kaçağı yakaladı. 🇺🇸 After years of evading taxes, the law caught up with him. 🇹🇷 Yıllarca vergi kaçırdıktan sonra kanun onu yakaladı. 🇺🇸 The authorities finally caught up with the scam artist and brought him to justice. 🇹🇷 Yetkililer sonunda dolandırıcıyı yakaladı ve adalete teslim etti. | |
Catch up with sb 3 | 1. hasret gidermek 2. bir araya gelmek 3. iletişim kurmak 4. arayı kapatmak |
🇺🇸 I caught up with an old friend from college over coffee. 🇹🇷 Üniversiteden eski bir arkadaşımla kahve içmek için bir araya geldik. 🇺🇸 It was great to catch up with my cousin after so many years. 🇹🇷 Yıllar sonra kuzenimle hasret gidermek harikaydı. 🇺🇸 We finally caught up with our neighbors at the weekend barbecue. 🇹🇷 Sonunda komşularımızla hafta sonu barbeküsünde bir araya geldik. 🇺🇸 She caught up with her former coworkers during the conference. 🇹🇷 Konferans sırasında eski iş arkadaşlarıyla hasret giderdi. | |
Catch up with sth 4 | 1. vakit ayırmak 2. açığı kapatmak 3. vakit bulmak 4. yetişmek |
🇺🇸 I spent the weekend catching up with all the work I had missed. 🇹🇷 Hafta sonunu kaçırdığım tüm işleri yetiştirerek geçirdim. 🇺🇸 After the holiday, he needed a day to catch up with his emails. 🇹🇷 Tatilden sonra, e-postalarına yetişmek için bir güne ihtiyacı vardı. 🇺🇸 I finally caught up with my laundry after a busy week. 🇹🇷 Yoğun bir haftanın ardından nihayet çamaşır yıkamaya vakit bulabildim. | |
Catch up with sth 5 | 1. yakalamak 2. haberdar olmak 3. öğrenmek |
🇺🇸 She needs to catch up with the latest trends in her industry. 🇹🇷 Sektöründeki son trendleri yakalaması gerekiyor. 🇺🇸 He called his friend to catch up with what’s been going on at work. 🇹🇷 İş yerinde neler olup bittiğini öğrenmek için arkadaşını aradı. | |
Catch up with sb 6 | 1. soru sormak için yakalamak 2. yakasına yapışmak |
🇺🇸 They caught up with the politician for an exclusive interview. 🇹🇷 Politikacı ile özel bir röportaj gerçekleştirdiler. 🇺🇸 The reporter caught up with the celebrity to ask about their latest project. 🇹🇷 Muhabir, son projeleri hakkında soru sormak için ünlüleri yakaladı. |