Catch up with
Catch up with someone
1. Yasa önünde hesap vermek
2. Tutuklamak
🇺🇸 After years on the run, the fugitive was finally caught up with by the police.
🇹🇷 Kaçak, yıllar sonra polis tarafından yakalandı ve hesap verdi.
🇺🇸 It took five years for the law to catch up with the Dalton’s.
🇹🇷 Yasaların Dalton’ları yakalaması beş yıl sürdü.
3. Yakalamak
4. Yetişmek
🇺🇸 Pressure grew for salaries to catch up with inflation.
🇹🇷 Maaşların enflasyonu yakalaması için baskılar arttı.
🇺🇸 John caught up with her before she got into the car.
🇹🇷 Arabaya binmeden önce John ona yetişti.
5. Geçmişte yapılan kötü şeylerin kişiyi sonunda bulup etkilemesi
6. Geçmişteki kötü şeylerin kişinin yakasını bırakmaması
7. Yakasına yapışmak
🇺🇸 He had been evading taxes for years, but eventually, his actions caught up with him.
🇹🇷 Yıllardır vergi kaçırıyordu ama sonunda yaptıkları yakasına yapıştı.
🇺🇸 At the end of the movie his murky past catches up with him.
🇹🇷 Filmin sonunda karanlık geçmişi onu yakalar.