Carry through

Carry someone/something through

1. Zorluklara rağmen bir işi veya projeyi başarıyla bitirmek
2. Halletmek
3. Tamamlamak

🇺🇸 I’m determined to carry this through.
🇹🇷 Bunu başarmaya kararlıyım.
🇺🇸 She was committed to carrying through her research, regardless of the challenges.
🇹🇷 Zorluklara aldırmadan araştırmasını sürdürmeye kararlıydı.

Carry someone through something

1. Birinin zor bir durumla başa çıkabilmesine yardımcı olmak
2. Destek olmak
3. Atlatmasına yardımcı olmak

🇺🇸 His family’s support carried him through the tough times after losing his job.
🇹🇷 İşini kaybettikten sonraki zor zamanlarda ailesinin desteği ona güç verdi.
🇺🇸 Her inner strength and determination carried her through her illness.
🇹🇷 İçsel gücü ve kararlılığı, hastalığı boyunca ona destek oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu