Calm down
Calm down
1. Sakinleşmek
2. Durulmak
3. Yatışmak
🇺🇸 After the argument, she took a few deep breaths to calm down.
🇹🇷 Tartışmadan sonra, sakinleşmek için birkaç derin nefes aldı.
🇺🇸 Calm down and tell me what happened.
🇹🇷 Sakin ol ve bana ne olduğunu anlat.
Calm someone down
1. Sakinleştirmek
2. Yatıştırmak
🇺🇸 I know Jane is upset, but can you calm her down?
🇹🇷 Jane’in üzgün olduğunu biliyorum ama onu sakinleştirebilir misin?
🇺🇸 He was angry at first but we managed to calm him down.
🇹🇷 İlk başta sinirliydi ama onu sakinleştirmeyi başardık.
Calm myself, yourself etc. down
1. Sakinleşmek
2. Yatışmak
3. Durulmak
🇺🇸 He lit a cigarette to calm himself down.
🇹🇷 Kendini sakinleştirmek için bir sigara yaktı.
🇺🇸 I took deep breaths to calm myself down.
🇹🇷 Kendimi sakinleştirmek için derin nefesler aldım.