Burn up

Burn up

Bilgi
Yazı Boyutu
Ses Favori
Phrasal Verb Kapat
1. To use energy or eliminate excess fat through physical activity or exercise.

2. To be entirely consumed or destroyed by fire or extreme heat, or to destroy something using fire or heat.

3. To use a large amount of petrol, money, or other resources quickly.

4. To make someone extremely angry or upset.

5. To travel or cover a distance rapidly, moving at high speed.

6. To feel extremely hot, usually due to having a fever or high temperature.
1. Burn up ⇄ sth
1. Kalori yakmak
2. Yağ yakmak
Örnekler
Running on the treadmill helps me burn up calories and stay fit.
Koşu bandında koşmak kalori yakmama ve formda kalmama yardımcı oluyor.
The intense aerobics class is designed to help you burn up fat quickly.
Yoğun aerobik dersi, hızlı bir şekilde yağ yakmanıza yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
Cycling for an hour can burn up the calories from a heavy meal.
Bir saat boyunca bisiklet sürmek, ağır bir yemeğin kalorilerini yakabilir.
Göster/Gizle Devamını göster
2. Burn up (⇄ sth)
1. Yakmak
2. Yanmak
Örnekler
The old warehouse burned up within minutes, leaving only ashes behind.
Eski depo birkaç dakika içinde yandı ve geride sadece küller kaldı.
They watched the old logs burn up in the bonfire.
Eski kütüklerin şenlik ateşinde yanışını izlediler.
The intense heat from the explosion burned up all evidence at the scene.
Patlamadan kaynaklanan yoğun ısı olay yerindeki tüm delilleri yakmıştır.
Göster/Gizle Devamını göster
3. Burn up ⇄ sth
1. Tüketmek
2. Bitirmek
3. Yok etmek
Örnekler
Their extravagant lifestyle burned up their savings in no time.
Savurgan yaşam tarzları birikimlerini kısa sürede tüketti.
The company’s machinery burns up electricity, leading to high utility bills.
Şirketin makineleri elektrik tükettiğinden yüksek elektrik faturalarına yol açıyor.
Traveling long distances every day can burn up a lot of gas.
Her gün uzun mesafeler kat etmek çok fazla benzin yakmanıza neden olabilir.
Göster/Gizle Devamını göster
4. Burn sb up
1. Kızdırmak
2. Sinir etmek
3. Deli etmek
4. Çok üzmek
5. Yıpratmak
Örnekler
The unfair decision really burned him up.
Adil olmayan bu karar onu fena halde kızdırdı.
She was burned up by the rude comments made about her work.
Çalışmaları hakkında yapılan kaba yorumlar onu çok yıpratmıştı.
His constant interruptions burned her up during the meeting.
Toplantı sırasında sürekli sözünü kesmesi onu çok sinirlendirmişti.
Göster/Gizle Devamını göster
5. Burn up (travel quickly)
1. Asfaltı ağlatmak
2. Çok hızlı gitmek
3. Yol kat etmek
4. Kasıp kavurmak
Örnekler
Cem burned up the highway to reach the concert before it started.
Cem konsere geç kalmamak için asfaltı ağlattı.
She burned up the miles during her road trip.
Yolculuk sırasında kilometrelerce yol yaptı.
Usain Bolt burned up the track in record time, impressing everyone.
Usain Bolt rekor sürede pisti kasıp kavurarak herkesi etkiledi.
Göster/Gizle Devamını göster
6. Be burning up
1. Ateşi olmak
2. Yanmak
3. Hastalık nedeniyle ateşi olmak
4. Ateşi çıkmak
Örnekler
She was burning up with a high fever and needed to see a doctor.
Yüksek ateşi olduğundan bir doktora görünmesi gerekiyordu.
When you’re burning up, it’s important to stay hydrated and rest.
Ateşiniz çıktığında susuz kalmamanız ve dinlenmeniz önemlidir.
He was burning up after catching the flu.
Gribe yakalandıktan sonra ateşi çıkmıştı.
Göster/Gizle Devamını göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu