Build up

Build up ↔️ something
tr Bir şeyin kademeli olarak büyümesi veya artması

🇺🇸 Traffic congestion in the city has built up over the years.
🇹🇷 Şehirdeki trafik sıkışıklığı yıllar içinde artmıştır.
🇺🇸 They built up a significant amount of savings over their careers.
🇹🇷 Kariyerleri boyunca önemli miktarda birikim yapmışlardır.

Build up into ↔️ something
tr Bir şeyin gelişmesi veya oluşturulması

🇺🇸 He built up his small business into a thriving enterprise.
🇹🇷 Küçük işletmesini başarılı bir girişime dönüştürdü.
🇺🇸 Over time, she built up her reputation as a skilled artist.
🇹🇷 Zaman içinde yetenekli bir sanatçı olarak ün kazandı.

Build up something
tr Bir duygunun zamanla artması
tr Depreşmek

🇺🇸 You have to build up trust.
🇹🇷 Güven oluşturmak zorundasınız.
🇺🇸 Pressure was building up within the team as the deadline neared.
🇹🇷 Süre yaklaştıkça takım içinde baskı artıyordu.

Build up ↔️ someone
tr Bir kişiyi sağlıklı ve güçlü hale getirmek

🇺🇸 After the illness, he focused on building up his strength.
🇹🇷 Hastalıktan sonra gücünü artırmaya odaklandı.
🇺🇸 A balanced diet helped build her up after surgery.
🇹🇷 Dengeli bir diyet, ameliyattan sonra onun güçlenmesine yardımcı oldu.

Build up ↔️ something/someone
tr Birisini veya bir şeyi övmek
tr Çığır açıcı olmak

🇺🇸 The author’s work was built up in the media as groundbreaking.
🇹🇷 Yazarın çalışması medyada çığır açıcı olarak lanse edildi.
🇺🇸 The coach built up the team’s morale before the big game.
🇹🇷 Koç, büyük maçtan önce takımın moralini yükseltti.

Build up ↔️ someone’s hopes
tr Birisinin umutlarıyla oynamak
tr Umut vermek

🇺🇸 She warned her friend not to build up her hopes about the job interview.
🇹🇷 Arkadaşını iş görüşmesi konusunda umutlanmaması için uyardı.
🇺🇸 The rumors about the merger built up employees’ hopes unfairly.
🇹🇷 Birleşmeye ilişkin söylentiler çalışanların umutlarını haksız yere artırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu