Bring on

“Bring on” Fiilinin Anlamı

us
KelimeAnlamı
Bring on ⇄ sth 1 ↔️ similar to1. sebep olmak
2. bela olmak
3. yol açmak
🇺🇸 Stress can bring on headaches if it becomes overwhelming.
🇹🇷 Stres bunaltıcı hale gelirse baş ağrısına neden olabilir.

🇺🇸 The intense workout brought on muscle pain the next day.
🇹🇷 Yoğun egzersiz ertesi gün kas ağrısına neden oldu.

🇺🇸 Allergic reactions can bring on severe discomfort if not treated.
🇹🇷 Alerjik reaksiyonlar tedavi edilmezse ciddi rahatsızlıklara yol açabilir.

🇺🇸 Lack of sleep can bring on health problems.
🇹🇷 Uykusuzluk, sağlık sorunlarına neden olabilir.
Bring on ⇄ sb 2 ↔️ similar to1. yardımcı olmak
2. geliştirmek
3. … kazandırmak
🇺🇸 The coach worked hard to bring on the younger players.
🇹🇷 Koç, genç oyuncuları takıma kazandırmak için çok çalıştı.

🇺🇸 Training sessions are essential to bring on the skills needed for the job.
🇹🇷 Eğitimler, iş için gereken becerileri kazandırmak için çok önemlidir.
Bring on ⇄ sth 3 ↔️ similar to1. büyütmek
2. hızlı büyütmek
3. sağlamak
4. yetiştirmek
🇺🇸 Fertilizers are often used to bring on rapid growth in young plants.
🇹🇷 Gübreler genellikle bitkilerde hızlı büyüme sağlamak için kullanılır.

🇺🇸 Extra sunlight can bring on the blooming of flowers.
🇹🇷 Ekstra güneş ışığı çiçeklerin açmasını sağlayabilir.

🇺🇸 The warm weather helped to bring on the tomatoes in the garden.
🇹🇷 Sıcak hava bahçedeki domateslerin hızlı büyümesine yardımcı oldu.
Bring on” Kelimesinin Anlamı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu