Bring into line
Bring into line
1. Uyumlu hale getirmek
2. Hizaya getirmek
3. Haddini bildirmek
🇺🇸 The new regulations are designed to bring the company’s practices into line with international standards.
🇹🇷 Yeni düzenlemeler, şirketin uygulamalarını uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmek üzere tasarlanmıştır.
🇺🇸 The new manager is working to bring the team into line with the company’s vision.
🇹🇷 Yeni yönetici, ekibi şirketin vizyonuyla uyumlu hale getirmek için çalışıyor.