Bring in

Bring in

Bilgi
Yazı Boyutu
Ses Favori
Phrasal Verb Kapat
1. To generate a specific amount of money or profit.

2. To introduce and start using a new law, rule, system, or method for the first time.

3. To enlist someone with special skills or expertise to assist with a problem or task.

4. To attract new clients, customers, or business opportunities.

5. To include or reference something in a document, speech, or discussion for a specific reason.
Bring in sth
1. Kazanmak
2. Kâr bırakmak
3. Kâr getirmek
4. Kazanç getirmek
Örnekler
It is expected to bring in significant revenue.
Önemli bir kâr getirmesi beklenmektedir.
Her investments are bringing in a steady stream of income.
Yatırımları düzenli bir kazanç getiriyor.
Göster/Gizle Devamını göster
Bring in ⇄ sth
1. Yürürlüğe girmek
2. Başlatmak
3. Çıkartmak
Örnekler
The school will bring in a new curriculum next semester.
Okul önümüzdeki dönem yeni bir müfredat yürürlüğe koyacak.
The city council decided to bring in stricter zoning laws.
Belediye meclisi daha katı imar yasaları çıkartmaya karar verdi.
Göster/Gizle Devamını göster
Bring in ⇄ sb
1. Görevlendirmek
2. Göreve getirmek
3. Getirmek
Örnekler
They brought in a specialist to help resolve the technical issues.
Teknik sorunların çözülmesine yardımcı olması için bir uzman getirdiler.
The company brought in a financial advisor to handle the budget crisis.
Şirket bütçe kriziyle başa çıkmak için bir mali danışman getirdi.
Göster/Gizle Devamını göster
Bring in ⇄ sb/sth
1. Çekmek
2. Müşteri çekmek
Örnekler
They introduced a loyalty program to bring in repeat business.
Müşteriyi çekmek için bir sadakat programı başlattılar.
The new marketing campaign is aimed to bring in more clients.
Yeni pazarlama kampanyası, daha fazla müşteri çekmeyi hedefliyor.
Göster/Gizle Devamını göster
Bring in sth
1. Dahil etmek
2. Referans vermek
3. Yer vermek
Örnekler
The writer brought in historical examples to enrich the article.
Yazar, makaleyi zenginleştirmek için tarihsel örneklere yer vermiştir.
The report brought in various case studies to illustrate the points being made.
Raporda, değinilen hususları açıklamak üzere çeşitli vaka çalışmalarına yer verilmiştir.
She decided to bring in recent statistics to support her argument in the presentation.
Sunumunda argümanını desteklemek için güncel istatistiklere yer vermeye karar verdi.
Göster/Gizle Devamını göster

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu