Bring around

“Bring around” Fiilinin Anlamı

us
KelimeAnlamı
Bring around ⇄ sb/sth 1 1. getirmek
2. bir yere getirmek
🇺🇸 I’ll bring the books around to your place later today.
🇹🇷 Kitapları bugün sana getireceğim.

🇺🇸 Could you bring the documents around to my office when you have a chance?
🇹🇷 Fırsatınız olduğunda belgeleri ofisime getirebilir misiniz?
Bring sb around 2 ↔️ similar to1. ikna etmek
2. dediğine gelmek
🇺🇸 He tried to bring his colleagues around to support the new plan.
🇹🇷 Yeni planı desteklemeleri için meslektaşlarını ikna etmeye çalıştı.

🇺🇸 She eventually brought him around to her point of view.
🇹🇷 Sonunda onun dediğine geldi.

🇺🇸 She managed to bring him around to her way of thinking after a lengthy discussion.
🇹🇷 Uzun bir tartışmadan sonra onu ikna etmeyi başardı.
Bring around ⇄ sth 31. servis etmek
2. sunmak
3. dağıtmak
4. getirmek
🇺🇸 The waiter brought around the drinks to each table at the party.
🇹🇷 Garson, partideki her masaya içecekleri dağıttı.

🇺🇸 She brought around the appetizers for everyone to try.
🇹🇷 Herkesin denemesi için mezeleri servis etti.
Bring sb around 4 ↔️ similar to1. ayıltmak
2. kendine getirmek
🇺🇸 They used smelling salts to bring the patient around.
🇹🇷 Hastayı kendine getirmek için kokulu tuzlar kullandılar.

🇺🇸 She gently shook him to bring him around after he fainted.
🇹🇷 Bayıldıktan sonra onu kendine getirmek için hafifçe silkeledi.
Bring around” Kelimesinin Anlamı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu