Bring about
Bring about
Phrasal Verb
1. To cause something to happen or to bring about a particular result.
Bring about ⇄ sth
1. Sağlamak
2. Getirmek
3. Nedeni olmak
4. Sebebi olmak
5. Yol açmak
Örnekler
The reform was intended to bring about economic growth and stability.
Reformun ekonomik büyüme ve istikrar getirmesi amaçlanıyordu.
They worked hard to bring about a more effective solution to the problem.
Soruna daha etkili bir çözüm sağlamak amacıyla çok çalıştılar.
Devamını göster