Break in
Yeni bir şeyi kullanıma hazır hale getirmek için yavaş yavaş kullanmak (ayakkabı, eldiven vb.)
Alıştırmak
🇺🇸 I need to break these shoes in before we run next week.
🇹🇷 Gelecek hafta koşmadan önce bu ayakkabılara alışmam lazım.
🇺🇸 My new hiking boots will be great once I’ve broken them in.
🇹🇷 Yeni yürüyüş botlarım alıştıktan sonra harika olacak.
Bir duruma alışması için birine yardımcı olmak
🇺🇸 She’s quite new to the job, so we’re still breaking her in.
🇹🇷 Bu işte oldukça yeni, bu yüzden onu hala alıştırıyoruz.
🇺🇸 The manager spent a week breaking in the new employee.
🇹🇷 Müdür yeni çalışanı işe alıştırmak için bir hafta harcadı.
Terbiye etmek
Alıştırmak
Eğitmek
🇺🇸 The farmer spent weeks breaking in the new horse for the upcoming race.
🇹🇷 Çiftçi, yaklaşan yarış için yeni atı alıştırmak için haftalar harcadı.
🇺🇸 It’s important to be patient and consistent when breaking in a new puppy.
🇹🇷 Yeni bir yavru köpeği eğitirken sabırlı ve tutarlı olmak önemlidir.
Birisi konuşurken sözünü kesmek
🇺🇸 I didn’t want to break in on his telephone conversation.
🇹🇷 Telefon konuşmasını bölmek istemedim.
🇺🇸 He rudely broke in on their conversation, demanding attention.
🇹🇷 Kaba bir şekilde konuşmalarını böldü ve ilgi istedi.