Break away
Break away
Phrasal Verb
1. To leave a group, party, or country due to disagreements or a desire to create a new group or entity. 2. To quickly escape from someone or something that is restraining or holding you back. 3. To try something different from your usual habits or from what is normally expected.
1. Break away (from)
1. Kopmak
2. Ayrılmak
3. Bağlarını koparmak
Örnekler
He left the organization to break away and pursue his own projects.
Kendi projelerinin peşinden gitmek için organizasyondan ayrıldı.
They decided to break away from the main party and form a new political movement.
Ana partiden ayrılmaya ve yeni bir siyasi hareket oluşturmaya karar verdiler.
Devamını göster
2. Break away
1. Kaçmak
2. Kaçıp kurtulmak
3. Kurtulmak
4. Sıyrılmak
Örnekler
He broke away from his captors.
Onu esir alanlardan kaçıp kurtuldu.
She managed to break away from the crowd and slip through the exit.
Kalabalığın arasından sıyrılıp çıkışa doğru ilerlemeyi başardı.
Devamını göster
3. Break away
1. Kopmak
2. Yeni bir şeyler denemek
3. Kırmak
Örnekler
She decided to break away from her routine and take a spontaneous trip.
Rutininden kopmaya ve spontane bir seyahate çıkmaya karar verdi.
They decided to break away from conventional methods and adopt innovative strategies.
Geleneksel yöntemlerden kopup yenilikçi stratejiler benimsemeye karar verdiler.
Devamını göster