Bounce back
Bounce back
Phrasal Verb 
1. To recover quickly and regain success after a setback or defeat. 2. To recover and feel good again after being sick or going through a tough time.
1. Bounce back
1. Toparlanmak
2. Düzelmek
3. Geri dönmek
4. Kendine gelmek
5. Kendini bulmak
Örnekler
Stock prices bounced back after a steep plunge earlier this week.
Hisse senedi fiyatları bu hafta başında yaşanan sert düşüşün ardından toparlandı.
She faced challenges but managed to bounce back stronger than before.
Zorluklarla karşılaştı ama eskisinden daha güçlü bir şekilde geri dönmeyi başardı.
Despite the early failures, he quickly bounced back and achieved his goals.
İlk başarısızlıklarına rağmen hızla toparlandı ve hedeflerine ulaştı.
2. Bounce back
1. İyileşmek
2. Düzelmek
3. Kendine gelmek
4. Toparlanmak
Örnekler
After a few days of rest, she bounced back.
Birkaç gün dinlendikten sonra iyileşti.
Despite the rough week, he bounced back with his usual cheerfulness.
Zor bir hafta geçirmesine rağmen, her zamanki neşesiyle kendine geldi.
John quickly bounced back after the flu and returned to his normal routine.
John gripten sonra hızla toparlandı ve normal rutinine geri döndü.