Blow up

Blow up ↔️ something
tr Patlatmak
tr Havaya uçurmak

🇺🇸 The demolition team blew up the old building.
🇹🇷 Yıkım ekibi eski binayı havaya uçurdu.
🇺🇸 The soldiers blew up the enemy trucks.
🇹🇷 Askerler düşman kamyonlarını havaya uçurdu.

Blow up ↔️ something
tr Şişirmek

🇺🇸 He blew up the balloons for the party.
🇹🇷 Parti için balonları şişirdi.
🇺🇸 Would you help me blow up these balloons?
🇹🇷 Şu balonları şişirmeme yardım eder misin?

Blow something up

tr Büyütmek
tr Genişletmek


🇺🇸 I blew the photograph up so people could see more details.
🇹🇷 İnsanlar daha fazla ayrıntı görebilsin diye fotoğrafı büyüttüm.
🇺🇸 We blew the design up to make it more visible.
🇹🇷 Tasarımı daha görünür kılmak için büyüttük.

Blow up
tr Öfke patlaması yaşamak
tr Aniden öfkelenmek
tr Sinir krizi geçirmek
tr Çılgına dönmek
tr Kafayı yemek

🇺🇸 She blew up when she heard the bad news.
🇹🇷 Kötü haberi duyunca sinir krizi geçirmek
🇺🇸 My husband blew up when he saw the bill.
🇹🇷 Kocam faturayı görünce çılgına döndü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu