Blow off
Blow off
Phrasal Verb
1. When the wind moves something from its place, often causing it to fall to the ground. 2. When an explosion or bullet forcefully removes something from its place. 3. To disregard or dismiss someone or something as unimportant. 4. To fail to do something you had previously planned or agreed to do.
1. Blow off (⇄ sth)
1. Uçurmak
2. Savurmak
3. Savrulmak
4. Uçmak
5. Söküp atmak
Örnekler
The powerful wind blew the roof tiles off.
Güçlü rüzgar çatı kiremitlerini söküp atmış.
An unexpected gust of wind blew her hat off.
Beklenmedik bir rüzgâr şapkasını uçurdu.
The storefront signs were blown off by the wind.
Dükkân tabelaları rüzgâr yüzünden uçtu.
Devamını göster
2. Blow off ⇄ sth
1. Uçurmak
2. Havaya uçurmak
3. Patlatmak
4. Parçalamak
Örnekler
The blast was so powerful it blew off the entire roof.
Patlama o kadar güçlüydü ki tüm çatıyı uçurdu.
The force of the explosion blew off the cover of the container.
Patlamanın şiddeti konteynerin kapağını havaya uçurdu.
The bullet blew up part of his body.
Kurşun vücudunun bir kısmını parçalamış.
Devamını göster
3. Blow off ⇄ sb/sth
1. Önemsememek
2. İplememek
3. Umursamamak
4. Ciddiye almamak
5. Değmemek
Örnekler
John blew off his team’s concerns as trivial.
John ekibinin endişelerini önemsemedi.
John blew the issue off as insignificant.
John bu konuyu ciddiye almadı.
He blew off the meeting, thinking it was not worth his time.
Zaman ayırmaya değmeyeceğini düşünerek toplantıyı iptal etti.
Devamını göster
4. Blow off ⇄ sth
1. Ekmek
2. İptal etmek
3. Vazgeçmek
Örnekler
Why did you blow off me, John!
Beni neden ektin, John!
She blew off her workout session because she was too tired.
Çok yorgun olduğu için egzersiz seansını iptal etti.
She had to blow off the dinner reservation due to the illness.
Hastalığı nedeniyle akşam yemeği rezervasyonunu iptal etmek zorunda kaldı.
Devamını göster