Back up
“Back up” Fiilinin Anlamıus | |
---|---|
Kelime | Anlamı |
Back up ⇄ sth 1 ↔️ similar to | 1. desteklemek |
🇺🇸 He presented data to back up his argument in the meeting. 🇹🇷 Toplantıda argümanını desteklemek için veriler sundu. 🇺🇸 The witness’s statement helped back up the evidence presented in court. 🇹🇷 Tanığın ifadesi mahkemede sunulan kanıtların desteklenmesine yardımcı olmuştur. 🇺🇸 They needed additional proof to back up their assertions. 🇹🇷 İddialarını desteklemek için daha fazla kanıta ihtiyaçları vardı. 🇺🇸 The report includes several sources that back up the main conclusions. 🇹🇷 Rapor, ana sonuçları destekleyen çeşitli kaynaklar içermektedir. | |
Back up ⇄ sb 2 ↔️ similar to | 1. desteklemek 2. arka çıkmak |
🇺🇸 She backed him up by confirming his account of the event. 🇹🇷 Olayla ilgili anlattıklarını teyit ederek ona arka çıktı. 🇺🇸 The witness backed up her story with consistent details. 🇹🇷 Tanık hikayesini tutarlı ayrıntılarla destekledi. 🇺🇸 He asked John to back him up during the meeting. 🇹🇷 John’dan toplantı sırasında kendisine arka çıkmasını istedi. | |
Back up ⇄ sb/sth 3 ↔️ similar to | 1. yardım etmek 2. desteklemek 3. destek sağlamak 4. arkasını toparlamak |
🇺🇸 The volunteers backed up them with logistical support. 🇹🇷 Gönüllüler onlara lojistik destek sağladı. 🇺🇸 He back up Jane when she needed extra help. 🇹🇷 Jane’in ekstra yardıma ihtiyacı olduğunda ona yardımcı oldu. | |
Back up ⇄ sth 4 | 1. yedeklemek 2. yedek almak |
🇺🇸 He backed up the entire project onto an external hard drive. 🇹🇷 Tüm projeyi harici bir sabit diske yedekledi. 🇺🇸 Make sure to back up your computer’s data. 🇹🇷 Bilgisayarınızın verilerini yedeklediğinizden emin olun. 🇺🇸 John advised backing up the database to prevent data loss. 🇹🇷 John, veri kaybını önlemek için veritabanının yedeklenmesini tavsiye etti. | |
Back up (⇄ sth) 5 | 1. geri geri sürmek 2. aracı geriye doğru sürmek 3. geri çekmek 4. geri gitmek |
🇺🇸 She carefully backed up the car to avoid hitting the curb. 🇹🇷 Kaldırıma çarpmamak için arabayı dikkatlice geriye sürdü. 🇺🇸 They backed up the van to unload the equipment. 🇹🇷 Ekipmanı boşaltmak için minibüsü geri çektiler. 🇺🇸 To get out of the driveway, he had to back up slowly. 🇹🇷 Garaj yolundan çıkmak için yavaşça geri gitmesi gerekiyordu. | |
Back up 6 | 1. trafikte araçların birikmesi 2. trafiğin sıkışması 3. trafiğin tıkanması 4. trafiğin uzaması |
🇺🇸 The accident caused traffic to back up for miles. 🇹🇷 Kaza trafiğin kilometrelerce uzamasına neden oldu. 🇺🇸 The roadblock caused traffic to back up for several blocks. 🇹🇷 Barikat, trafiğin birkaç blok boyunca tıkanmasına neden oldu. 🇺🇸 Traffic often backs up near the city center. 🇹🇷 Şehir merkezi yakınlarında trafik sık sık tıkanmaktadır. |