Add up

Add up 🔁 something

1. Toplamını bulmak
2. Hesaplamak
3. Hepsini ekleyip toplamak

🇺🇸 I can add up in my head quite easily.
🇹🇷 Kafamda kolayca hepsini toplayabiliyorum.
🇺🇸 It adds up to a total of $18
🇹🇷 Hepsi toplam 18 dolar ediyor.

It all adds up

1. Küçük miktarların zamanla büyük bir toplama ulaşması

🇺🇸 Buying coffee every morning may seem cheap, but it all adds up over a month.
🇹🇷 Her sabah kahve almak ucuz gibi görünse de, bir ayda toplamda büyük bir miktara ulaşıyor.
🇺🇸 Small savings each week add up to a significant amount by the end of the year.
🇹🇷 Her hafta yapılan küçük tasarruflar, yıl sonunda önemli bir miktar oluşturuyor.

Not add up

1. Uyuşmamak
2. Örtüşmemek
3. Akla yatkın olmamak

🇺🇸 His story about the missing money just doesn’t add up.
🇹🇷 Eksik para hakkındaki hikayesi hiç akla yatkın gelmiyor.
🇺🇸 The witness’ testimony and the evidence don’t add up.
🇹🇷 Tanığın ifadesi ve deliller uyuşmuyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu