Duck
“Duck” Kelimesinin Anlamıus | |
---|---|
Kelime | Anlamı |
duck 1 ↔️
view
| ördek |
🇺🇸 We fed the duck some bread. 🇹🇷 Ördeğe biraz ekmek verdik. 🇺🇸 A duck was swimming in the lake. 🇹🇷 Gölde bir ördek yüzüyordu. | |
duck 2 | dişi ördek |
🇺🇸 The drake followed the duck on the pond. 🇹🇷 Erkek ördek göldeki dişi ördeği takip etti. 🇺🇸 The duck laid eggs in the nest. 🇹🇷 Dişi ördek yuvaya yumurtlamış. | |
duck 3 | ördek eti |
🇺🇸 He ordered duck with orange sauce. 🇹🇷 Portakal soslu ördek sipariş etti. 🇺🇸 We had roast duck for dinner. 🇹🇷 Akşam yemeğinde kızarmış ördek yedik. | |
duck 4 | kanka ahbap kanki dostum |
🇺🇸 How’s it going, duck? 🇹🇷 Nasıl gidiyo, dostum? 🇺🇸 Don’t worry about it, duck. 🇹🇷 Kafana takma, kanka. | |
duck 5 | eğilmek |
🇺🇸 Duck your head or you’ll bang it on the doorframe. 🇹🇷 Başını eğ yoksa kapının pervazına çarpacaksın. 🇺🇸 I ducked just in time. 🇹🇷 Tam zamanında eğildim. | |
duck 6 | başını suya batırıp çıkarmak başını suya sokup çıkarmak suya dalıp çıkmak |
🇺🇸 He ducked his head under the water to cool off. 🇹🇷 Serinlemek için başını suya sokup çıkardı. 🇺🇸 The boys were ducking each other in the pool. 🇹🇷 Çocuklar birbirlerini suya batırıp çıkarıyordu. |