Dog
“Dog” Kelimesinin Anlamıus | |
---|---|
Kelime | Anlamı |
dog 1 ↔️
view
| köpek it |
🇺🇸 My father’s gone out to walk the dog. 🇹🇷 Babam köpeği gezdirmeye çıktı. 🇺🇸 He trained his dog to fetch the newspaper. 🇹🇷 Köpeğini gazete getirmesi için eğitmiş. | |
dog 2 | güvenilmez adi aşağılık alçak köpek |
🇺🇸 James tried to steal my money, the dirty dog. 🇹🇷 James paramı çalmaya çalıştı, pis köpek. 🇺🇸 He tried to cheat me out of my money, that dirty dog. 🇹🇷 O pis köpek beni paramdan etmeye çalıştı. | |
dog 3 | peşini bırakmamak peşine düşmek takip etmek |
🇺🇸 The detective dogged the suspect. 🇹🇷 Dedektif şüphelinin peşine düştü. 🇺🇸 The paparazzi dogged the celebrity wherever she went. 🇹🇷 Paparazziler ünlü nereye giderse gitsin peşini bırakmıyordu. | |
dog 4 | sıkıntı çıkarmak zorluk çıkartmak zorluk yaratmak yakasını bırakmamak sekteye uğramak |
🇺🇸 Financial issues have dogged the company for years. 🇹🇷 Mali sorunlar yıllardır şirketin yakasını bırakmıyor. 🇺🇸 His career was dogged by a series of setbacks. 🇹🇷 Kariyeri bir dizi aksilik yüzünden sekteye uğradı. |
"Dog" Kelimesini İçeren Deyimler
- a dog in the manger
- a dog’s breakfast
- the dog’s bollocks
- a dog’s life
- done up like a dog’s dinner
- dressed up like a dog’s dinner
- every dog has its day
- give a dog a bad name
- go to the dogs
- have a dog in the fight
- let sleeping dogs lie
- put on the dog
- why keep a dog and bark yourself?
- you can’t teach an old dog new tricks