"Account" Kelimesinin Anlamı
Account
Part of Speech
Noun · Countable · B1: A record or report of financial transactions, or an arrangement with a bank or service.
Noun · Uncountable: An explanation or description of an event or situation.
Verb · Transitive: to think of someone or something in the stated way. Similar to: Judge
Noun · Uncountable: An explanation or description of an event or situation.
Verb · Transitive: to think of someone or something in the stated way. Similar to: Judge
Anlamlar
1. Hesap
2. Muhasebe
3. Açıklama
4. Hesap verme
5. Öykü
6. Hikaye
7. Kabul görmek
8. Değerlendirmek
8. Düşünmek
Örnekler
He gave a detailed account of what happened.
Olanlarla ilgili detaylı bir açıklama yaptı.
Olanlarla ilgili detaylı bir açıklama yaptı.
She opened a new account at the bank.
Banka yeni bir hesap açtı.
Banka yeni bir hesap açtı.
The book gives an account of her travels.
Kitap onun seyahatlerine dair bir öykü sunuyor.
Kitap onun seyahatlerine dair bir öykü sunuyor.
She was accounted a pioneer in her field by her peers.
Meslektaşları tarafından alanında bir öncü olarak görüldü.
Meslektaşları tarafından alanında bir öncü olarak görüldü.
Devamını göster
“Account” İçeren Terimler
On account of something idiom
1. Bir şeyden dolayı
2. -den/-dan dolayı
3. Bir şey nedeniyle
On someone’s account idiom
1. Birisi için
1. Birisi yüzünden
By your own account phrase
1. Kendi anlatımına göre
1. Kendi hesabına göre
1. Kendi söylediğine göre
1. Kendi deyişine göre
On no account idiom
1. Asla
2. Katiyen
3. Hiçbir şekilde
4. Hiçbir türlü
Be of no account phrase
1. Önemsiz olmak
2. Kayda değer olmamak
Charge something to someone’s account phrase
1. Bir şeyi birinin hesabına yazmak
2. Hesabına yazmak
Settle an account idiom
1. Hesabı kapatmak
2. Hesabı ödemek
Be brought/called to account idiom
1. Hesap vermek zorunda kalmak
Hold someone to account idiom
1. Birini sorumlu tutmak
Take something into account idiom
1. Bir şeyi dikkate almak
2. Bir şeyi göz önünde bulundurmak
Turn something to good account idiom
1. Bir şeyi iyi bir şekilde değerlendirmek
2. Bir şeyi kendi yararına kullanmak
Take account of something idiom
1. Bir şeyi hesaba katmak
Bank account
1. Banka hesabı
Charge account
1. Alışveriş hesabı
Checking account
1. Çek hesabı
Expense account
1. Masraf hesabı
Savings account
1. Tasarruf hesabı
T-account
1. T-hesabı
No-account
1. Önemsiz kişi
NOW account
1. NOW hesabı (faiz kazandıran çek hesabı)
Account books
1. Hesap defterleri
Account payee
1. Alacaklı hesap
Budget account
1. Bütçe hesabı
Call account
1. Vadeli talep hesabı
Cash account
1. Nakit hesabı
Cheque account
1. Çek hesabı
Client account
1. Müşteri hesabı
Club account
1. Kulüp hesabı
Contra account
1. Karşı hesap
Credit account
1. Kredi hesabı
Debit account
1. Borç hesabı
Demand account
1. Talep hesabı
Email account
1. E-posta hesabı
Joint account
1. Ortak hesap
Loro account
1. Loro hesabı (başka bir bankanın hesabı)
Margin account
1. Marj hesabı
Nostro account
1. Nostro hesabı (kendi bankamızın başka bir bankadaki hesabı)
2. Bizim hesap
Notice account
1. Vadeli mevduat hesabı
Open account
1. Açık hesap
2. Cari hesap
Postal account
1. Posta hesabı
Public account
1. Kamu hesabı
Sales account
1. Satış hesabı
Sweep account
1. Otomatik aktarımlı hesap
Trust account
1. Emanet hesabı
User account
1. Kullanıcı hesabı
Vostro account
1. Vostro hesabı (başka bir bankanın bizim bankamızdaki hesabı)
Account balance
1. Hesap bakiyesi
Account manager
1. Hesap yöneticisi
Capital account
1. Sermaye hesabı
Control account
1. Kontrol hesabı
Current account
1. Cari hesap
Deposit account
1. Mevduat hesabı
Dormant account
1. Hareketsiz hesap
Drawing account
1. Çekme hesabı
External account
1. Dış hesap
Inactive account
1. Pasif hesap
Merchant account
1. Tüccar hesabı
National account
1. Ulusal hesap
Nominal account
1. Nominal hesap
Numbered account
1. Numara ile tanımlanan hesap
Revenue account
1. Gelir hesabı